7 Haziran 2011 Salı

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Alman Der Spiegel dergisine verdiği bir mülakatta

    Davutoğlu seçim sonuçlarına ilişkin AKP'nin yüzde 45-50 oy oranına ulaşabileceğini söyleyerek, “Önemli olan açık çoğunluktur. Türkiye’nin istikrara ihtiyacı var” şeklinde konuştu.
    Bakan Davutoğlu, anayasa değişikliği için gerekli olan üçte iki çoğunluğun işleri kolaylaştıracağını vurguladı.
-“BİZİM DÖNEMİMİZDE OTORİTER BİR POLİTİKA OLMAYACAK”-
    AB haberin yansıttığı mülakatta, “Birçok Türkün Erdoğan’ın artan gücünü tehditkâr olarak algılamasını anlıyor musunuz” sorusunu Davutoğlu, “Parlamenter demokrasilerde başbakanın her zaman güçlü bir konumu olmuştur. Ancak uzun yıllar boyunca dış politika danışmanı ve Dışişleri Bakanı olarak çalışmamın sonucunda sizi temin ederim ki; Başbakan her zaman tavsiyelere açıktır” şeklinde cevapladı.
    Başbakan Erdoğan’ın Türkiye’nin Putin’i olabileceği yorumu konusunda Davutoğlu her ülkenin kendi geleneği olduğuna vurgu yaparak, “Demokrasi Türkiye’de kök salmıştır. Bizim dönemimizde otoriter bir politika olmayacaktır” dedi.
-“TÜRKİYE AVRUPA DİPLOMASİSİNİN BİR PARÇASIDIR”-
    “Türkiye 20 yıldan bu yana AB’ye üye olmak için beyhude bir çaba gösteriyor. Niçin hâlen Avrupa’ya girmek istiyorsunuz” sorusuna ilişkin Davutoğlu, “Neden Avrupa Birliğine ait olduğumuza dair size üç neden gösterebilirim” diyerek şöyle devam etti:
    “Bir: Türkiye, yüzyıllardan bu yana Avrupa diplomasisinin bir parçasıdır. Biz Çin değiliz. İki: Avrupa’nın stratejik nedenlerden dolayı Türkiye’ye ihtiyacı vardır. AB, yalnızca Türkiye ile büyük bir güç hâline gelebilir. Ve üç: Kopenhag Kriterleri’nde belirlenmiş olan merkezi siyasi değerleri paylaşıyoruz. Türkiye, demokrasi ailesinin önemli bir üyesidir.”
-“TÜRKLER AB ÜYELİĞİNE İNANMADIĞI İÇİN TEPKİ VERİYOR”-
    Avrupa’nın ısrarlı hedeflerden biri olmaya devam edeceğini belirten Davutoğlu, “Türkler, Türkiye’nin AB üyesi olmasını mı istiyorlar yoksa Türkiye’nin AB üyesi olacağına mı inanıyorlar? Bu soruya evet diyenlerin oranı artık yalnızca yüzde 30. İnsanlar güvenlerini kaybettiler. Bu noktada aynı diğer Güney Avrupalılar gibiyiz: Çok duygusalız. Birinin bizi istemediğini fark ettiğimizde tepki veriyoruz” şeklinde konuştu.
-“GERÇEKTE İKİ TARAFINDA BİRBİRİNE İHTİYACI VAR”-
    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Spiegel dergisine, Türkiye’nin Avrupa’ya olduğundan daha acil bir şekilde Avrupa’nın Türkiye’ye ihtiyacı olduğu söyleminin duygusal olduğu yorumuna ise Davutoğlu şu ifadelerle cevap verdi:
    “Bu duygusal değil, oldukça rasyonel bir ifade. Enerji güvenliğini düşünün. Enerji ihtiyacımızı karşılamak için Avrupa’ya ihtiyacımız var mı? Hayır; Irak, İran ve Rusya’ya ihtiyacımız var. Hâlbuki Avrupalılar doğal gaz ve petrol temin etmek için Anadolu’daki koridora muhtaçlar. Gerçekte iki tarafın da birbirine ihtiyacı var. Ancak böylelikle Çin ya da Hindistan gibi güçler karşısında varlık gösterebiliriz. Ortak sorumuz şu olmalı: Avrupa’nın geleceği nerede?”
    Bakan Davutoğlu, Türkiye’nin Ortadoğu’daki değişime bakış açısına ilişkin ise iki prensip belirlediklerini söyleyerek, “Soğuk savaş nihai olarak bitti ve değişim zamanı geldi. Ve değişim barışçı bir şekilde gerçekleşmeli. Bu iki ilke Orta Doğu’daki bütün devletler için geçerlidir” dedi.
    Bu bağlamda Davutoğlu, Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın Mısır’da Hüsnü Mübarek’in geri çekilmesini talep eden ilk isimlerden olurken, Muammer Kaddafi’yi uzun bir süre beklemesinin nedenini ise Başbakan Erdoğan’ın Mısır ordusunun tarafsız davrandığını gördüğünü fakat Libya’da ise durumun farklı olduğu şeklinde açıkladı.
                         -“KADDAFİ’NİN ELİNİ KİM ÖPTÜ?-
    Mülakatta “Burada asıl mesele para değil mi? Nihayetinde Türk firmaları Libya’da değeri milyarları bulan inşaat işleri aldılar” sorusuna ise Davutoğlu, “Hayır, bu tamamen yanlış. Libya’da insani bir meselemiz oldu. Libya krizinin ilk günlerinde 63 şehirde 10 binden fazla kişiyi tahliye ettik. Ekonomik menfaatlerden bahsediyorsanız, isim vermiyorum ancak Kaddafi’nin hangi başkentleri ziyaret ettiğini kendinize sorun. Kaddafi’nin elini kim öptü” şeklinde cevap verdi.
     -“SURİYE ORTADOĞU BARIŞINDA EN ÖNEMLİ ÜLKE”-
    Davutoğlu, “Neden Esad’ın da geri çekilmesini talep etmiyorsunuz” sorusuna ilişkin ise, Suriye’nin Orta Doğu’daki barış sürecinde en önemli ülke olduğunu belirterek, “Irak, İsrail, Lübnan, Ürdün ve Türkiye’ye sınırları var. Ayrıca Libya ve Tunus’tan farklı olarak, çok fonksiyonlu bir ülke. Buna rağmen, burada da iki ilkemiz geçerli: Siyasi değişiklikler barışçı bir şekilde gerçekleşmeli” dedi.
-“SURİYELİ DOSTLARIMIZLA GÖRÜŞMEYE DEVAM EDECEĞİZ”-
    Mülakatta, Suriye’de yaşanan kayıplara dikkat çekilerek, “bin ölüden sonra” nasıl barışçıl bir süreçten bahsedilebilir yorumuna ise Davutoğu, “Reform süreci ocak ayında başlatılsaydı daha kolay olacaktı. O zaman Erdoğan Şam’a uçtu ve Esad’la çok açık bir şekilde konuştu. Şimdilik zaman penceresinde yalnızca bir aralık var. Ancak Suriyeli dostlarımızla görüşmeye devam edeceğiz” dedi.(ANKA)

2 Haziran 2011 Perşembe

Üniversitemizin Tarihçesi

Üniversitemizin Tarihçesi


     Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, 11.7.1992 tarih ve 21281 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 3837 sayılı yasa ile kurulmuştur. 1992-1993 öğretim yılında daha önce Gaziantep Üniversitesine bağlı olan) Ziraat Fakültesi'nin Tarla Bitkileri ve Kahramanmaraş Meslek Yüksekokulu'nun Elektrik İklimlendirme-Soğutma, İnşaat, İşletmecilik, Makina, Otomotiv (motor), Muhasebe, Pazarlama, Tekstil Bölümleri ile eğitim-öğretime başlamıştır.
    Anılan Kanun ile Üniversitenin akademik yapısı, Ziraat, eskilere ilave olarak Fen-Edebiyat, İktisadi ve İdari Bilimler, Orman Fakülteleri, K.Maraş Meslek Yüksekokulu, Fen, Sağlık ve Sosyal Bilimleri Enstitüleri olarak belirlenmiştir.
    Daha önce İnönü Üniversitesi'ne bağlı olan Elbistan Meslek Yüksekokulu Üniversitemize bağlanmıştır.
Yine 1997-1998 öğretim yılında; Kahramanmaraş Merkezinde eski Sağlık Lisesi binası bünyesinde Yükseköğretim Kurulunun onayı ile 4 yıllık Sağlık Yüksekokulu kurulmuş ve aynı yıl öğrenci alınarak eğitim-öğretime başlanmıştır.
   Ayrıca Göksun, Afşin, Andırın ve İslahiye Meslek Yüksekokulları kurularak, Göksun ve Afşin Meslek Yüksekokullarına 1994-1995 öğretim yılında öğrenci alınmıştır. Üniversite Senatosu İslahiye ve Andırın Meslek Yüksekokullarına 1996-1997 Eğitim Öğretim yılında öğrenci alınmasına karar vermiş, bu karar Yükseköğretim Kurulunca onaylandığı için bu okullara öğrenci alınmıştır. Anılan okulların, sözü edilen ilçelerdeki binaları halk devlet işbirliği ile tamamlanmış olduğu için, her iki okul 1996-1997 öğretim yılında bu ilçelerde öğretime başlamıştır. 2000 yılında ise Üniversitemiz bünyesinde Pazarcık Meslek Yüksekokulu kurulmuştur.
    Üniversitemiz 4.7.1995 tarih ve 95/7044 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Mühendislik-Mimarlık ve İlâhiyat Fakültelerine kavuşmuştur. Daha sonra 09.05.1996 tarihinde Tıp Fakültesi kurulmuştur. Bu fakülteye 1998-1999 öğretim yılında ilk defa öğrenci alınmıştır. Fakültenin fiziki alt yapısı ve öğretim elemanı ihtiyacı karşılanıncaya kadar bu öğrenciler üç yıl süreyle Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesinde eğitim- öğretimlerini sürdüreceklerdir. Üniversitemiz bünyesinde 2004 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile Güzel Sanatlar ve Eğitim fakülteleri kurulmuş olup, Eğitim Fakültesi iki bölümle eğitim-öğretim faaliyetlerine devam etmektedir. Üniversite ve bağlı akademik birimlerinde, bir taraftan çağdaş eğitim-öğretim programları sürdürülürken, diğer taraftan da, başta araştırma potansiyelini güçlendirme olmak üzere yayım faaliyetlerine başlanmıştır.
    Halen 9 fakülte, 10 yüksekokulda ikinci öğretim ile 59 bölüm, Meslek Yüksekokullarında, 90 program, Fen Bilimleri Enstitüsünde 25 Bölüm, Sosyal Bilimler Enstitüsünde 9 bölüm ve Rektörlüğe bağlı 6 bölüm olmak üzere toplam 189 adet bölüm ve program bulunmaktadır.
     Ayrıca diğer ülkelerin üniversite ve araştırma kuruluşları ile yakın işbirliğine büyük önem verilmektedir. Bu arada İngiltere'deki Harper Adams, Almanya'daki Berlin Humbold ve Hannover Üniversiteleri Ziraat Fakülteleri ile Braunsch-Weig Yüksek Tarım Teknolojisi Enstitüleri ile işbirliğinin geliştirilmesi çalışmaları sürdürülmektedir.
Üniversitemiz, personelimizin planlı ve verimli çalışmaları, Kahramanmaraş'lıların yardım ve ilgileri sayesinde modern bir anlayışla hızla büyüyüp gelişmektedir.

Suriye'yi yalnız bırakmıyoruz

     Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Türkiye'nin Suriye politikasını değiştirdiği ve Şam'ı yalnız bırakmaya başladığı yorumlarını reddetti. Davutoğlu, "Suriye'yi yalnız bırakmıyoruz." diyerek Suriye'deki yeni durumun aşılması için Şam'la yakın işbirliği yaptıklarına işaret etti. Bakan, Suriyeli muhaliflerin Antalya'da toplanmasını "Ankara Şam'ı yalnız bırakıyor." şeklinde değerlendirmenin yanlış olduğu kanaatinde. Bu toplantılara yanlış anlam yüklenmesine karşı çıkan Bakan aynı tarihlerde Antalya'da Suriye yönetimi yanlısı kişilerin de toplantı yaptığını anlattı. Davutoğlu suç unsuru yoksa ve Interpol tarafından aranmıyorsa insanların istediği yerde toplantı yapmasının, engellenemeyeceğini söyledi.